kapat

PERŞEMBE 25 ARALIK 1997

Ali Rıza Kardüz (e-posta:arkarduz@sabah.com.tr )

Fethiyeli "Niko Efendi" nasıl "Noel Baba" oldu?

Dün akşam Hıristiyan dünyasında yaşayanların evlerinin bacalarından içeriye hediye atan, çocukları sevindiren kırmızı kürk giymiş beyaz sakallı Noel Baba'nın, gerçekten bizim Fethiye'nin köyünden "Niko" Efendi olduğunu bilir misiniz?

Ben bugün size "hikaye veya masal" anlatmayacağım. Tarihi bir gerçeği açıklayacağım. Ne yazık ki bunu ne biz Türkler biliyoruz, ne başkalarına satabiliyoruz.

Niko Efendi, 245 yılında bugünkü Fethiye kasabasının ötesindeki Patara şehrinde doğdu. O yılların en önemli devletlerinden Likya'nın başkenti "Xanthos" (bugünkü Kınık) şehrinde eğitim gördü. Hıristiyanlar arasındaki adete uyarak Kudüs'e gidip döndü. Myra (bugünkü Demre) şehrine yerleşti. M.S. 326 yılında da burada öldü. Niko Efendi din adamı değil ama ölen piskoposun yerine papazlar onu Myra Piskoposu seçince Niko Efendi oldu "St. Nicholas". Piskopos St. Nicholas yaşamı boyunca yaptığı iyiliklerle insanları mutlu kıldı. Demre şehrini kıtlıktan, gemicileri kazalardan, masum insanları kötülüklerden kurtardı. Çocuklara, gençlere hediyeler dağıttı. Üç kızı olan adama yaptığı iyilik gibi, iyilikler yaptı.

Patara kasabasında, üç güzel kızı olan bir adam yaşıyordu. Aile son derece yoksuldu. Üstelik üç kızda evlenmek istiyordu. Fakat düğün yapabilecek kadar paraları olmadığı içinde hiçbiri evlenemiyordu. Her şey dayanılmayacak kadar kötüleştiğinde Nicholas ailenin durumunu duydu ve onlara yardım etmeye karar verdi.

Bir gece etraf karardığında, Nicholas fakir adamın evine giderek bir kese altını pencereden içeri attı ve kimseye görünmeden uzaklaştı. Yoksul aile buna çok şaşırdı ve sevindi.

Ancak Nicholas hediyesinin çok az olduğunu düşünerek üzülüyordu. Bundan dolayı ertesi gece bir kese altını daha pencereden atıp gene kimseye görünmeden uzaklaştı. Fakat Nicholas gene mutlu değildi. Çünkü henüz üç kızında evlenmesi için yeterli altını verememişti.

Üçüncü gece, Nicholas gene geldi. Ama evin bütün pencereleri kilitli olduğundan altın kesesini içeri atamadı. Dama tırmanarak altını bacadan içeri atmayı düşündü. O akşam erken saatlerde üç kız da çoraplarını yıkamış ve kurutmak için şöminenin yanına asmışlardı. Nicholas altını bacadan içeri attığında çorapların birinin içine düştü. Tüm bu altınlar sayesinde üç kız mutlu evlilikler yapabildiler ve çok iyi bir yaşam sürdürdüler.

St. Nicholas ölünce bugün denize yarım saat uzaklıkda olan "Kale" bucağının yakınındaki tiyatronun bulunduğu yere gömüldü. St. Nicholas'ın lahidinin, adını taşıyan kilise içindeki lahit olduğuna inanılır.

St. Nicholas'ın ünü ölümünden sonra da yaşadı. Likya'ya gelen giden denizciler bir adet geliştirdi. Lahidin üzerinden dökülen şarap St. Nicholas'ın kemiklerini ıslatıp, mezarın altından süzülürken şişelere konuldu. Bu şarabın her derde deva olduğuna, gemicileri kazadan, kötülüklerden koruduğuna inanıldı. 1087 yılında Cenevizli korsanlar lahidi açtı. St. Nicholas'ın kemiklerini İtalya'ya taşıdı. Bari'de adına inşa edilen bir lahit, ziyaretgah haline getirildi. (St. Nicholas'ın lahidinde kalan kemiklerinin bir bölümü halen Antalya müzesinde teşhir olunmaktadır.)

St. Nicholas'ın namı bu tarihten sonra Batı'da yayılmaya başladı. Adına bir çok kilise inşa edildi.

Romalılar'ın ve Kuzeyliler'in kış aylarında çocuklara hediye dağıtma adeti 6 Aralık St. Nicholas günü ile bütünleşti. Hıristiyan dünyasında 6 Aralık günü hem St. Nicholas'ı anma hem hediye dağıtma günü haline geldi. Daha sonraları bu 6 Aralık adeti, 24 Aralık Noel gününe çekildi. St. Nicholas da "Noel gecesi hediye dağıtan Noel Baba" oldu.

Hollanda dilini konuşanlar "Saint Nicholas'ın ismini "Sinterklaas" diye yuvarlayarak söyler. Amerika'ya göç eden Hollandalılar'ın bu söyleyişleri zamanla "Santa Claus" halini aldı.

İyi de, bizim Akdenizli Fethiyeli, sıcak iklim adamı St. Nicholas nasıl oldu da "kürklere büründü"? "Ren geyiklerinin çektiği kar kızaklarıyla dolaşmaya başladı?" Malüm bizim Niko Efendi, Patara ve Kudüs sıcağı dışında bir iklim ile tanışmamıştı.

Noel Baba, Norveçli mitolojik tanrı Vodan'ın imajıdır. Bu anlatıma göre Noel Baba da Vodan gibi beyaz favorili, beyaz atıyla dünyanın etrafında uçabilen kutsal bir kişidir.

Bülent Can'ın Toplum ve Tarih Dergisi'nin Aralık sayısında yayınlanan yazısında verdiği bilgiye göre Noel Baba'nın 8 ren geyiği tarafından çekilen uçan araba imajı William Gilley'in bir çocuk şiirinden kaynaklanır. Bu şiirdeki anlatıma dayalı olarak Noel Baba'nın arabasına bir de Kırbaççı Baba bindirilmiştir. Noel Baba'nın arabasını kullanan Kırbaççı Baba (Karanlık Yardımcı) kötülerin cezalandırıcısıdır.

Bugün yaygın biçimde kullanılan Noel Baba çiziminin yaratıcısı ise İsveçli Haddon Sundlom isminde bir ressamdır.

Coca Cola firması için çalışan Sundlom, daha önce farklı biçimde resmedilen, üzerine farklı renklerde elbise giydirilen Noel Baba'yı güler yüzlü sempatik bir ihtiyar olarak çizmiş ve üzerine Coca Cola renklerini simgeleyen beyaz şeritli kırmızı elbiseler giydirmiştir.

Kış aylarında içilmeyen, içinde bulunan "koko" maddesi nedeniyle çocuklara verilmeyen Coca Cola'nın soğuk aylarda da içiminin yaygınlaştırılmasına ve çocukların içeceği haline getirilmesinde Noel Baba'nın büyük yardımı olmuştur.

Bu yaz Kaş-Finike arasındaki yeni sahil yolundan Finike'ye 25 km. uzaklıktaki Kale bucağına gidiniz. Bucağın içinden geçiniz. 15 km. ötedeki Demre Çayı çevresindeki harabeleri ve çok pencereli bir apatmanın ön cephesini andıran Likya Kaya Mezarları'nı geziniz. Niko Efendi, sizin bu ziyaretinizi mükafatlandıracaktır.


© COPYRIGHT 1997 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr