kapat

SALI 21 EKİM 1997

Ali Rıza Kardüz (e-posta:arkarduz@sabah.com.tr )

"Çalışan" için ABD "fırsatlar ülkesi"

1916 yılında New York'un kenar mahallelerinin birinde, terkedilmiş olarak bulunan ve "Francis Kane" adı verilen bebek, Katolik Kilisesi'ne ait bir yetimhaneye yerleştiriliyor. Yetimhanede bir süre kalan bebeği bir aile "evlat ediniyor." İsmini "Rubens" olarak değiştiriyor. Rubens'i büyütüyor, okula yolluyor.

Rubens onbeş yaşında iken liseyi terk edip sağda solda çalışmaya başlıyor. Önce bir kitapçı dükkanında getir-götür işi yapıyor. Sonra bir bakkaliye dükkanında "erzak işlerine" bakıyor.

Bu yıllar ABD'de ekonomideki çöküntü yılları. Rubens "erzak işlerine" bakarken, gıda maddeleri fiyatındaki hızlı oynamalar dikkatini çekiyor. Borç olarak temin ettiği 800 dolar ile gıda maddesi "spekülasyonu"na başlıyor. Bir yılda dolar milyoneri oluyor. Dolar milyoneri olduğunda Rubens henüz 20 yaşındadır.

Milyoner hayatı 1939 yıllarına kadar sürüyor. O yıllarda İkinci Dünya Savaşı başlamış. Rubens harp döneminde en fazla aranacak gıda maddesinin şeker olduğunu görüyor. Ve şeker spekülasyonuna bütün parasını bağlıyor. Dört gemi dolusu şekeri, 100 poundu 4.85 dolardan bağlıyor.

Şansızlığa bakınız ki, ABD hükümeti şeker spekülasyonunu önlemek için şeker fiyatını 4.65 dolar olarak "donduruyor". Dört gemi dolusu şekerde 100 pund başına 20 cent zarar eden Rubens, iflas bayrağını çekiyor.

Milyoner Rubens beş parasız kalıyor. Tekrar iş arıyor. New York'da "Universal" film şirketine, "depo görevlisi" olarak giriyor. 1942 yılında bütçe ve planlama müdürlüğüne getiriliyor.

Universal stüdyolarının film çekmek için satın aldığı "senaryoları" beğenmediğini söylediğinde "Sen sanki daha iyisini yazabilir misin?" karşılığını alıyor. "İddiaya giriyor ve bu iddia üzerine 1948 yılında ilk defa bir roman yazıyor. Rubens adını "Robbins"e çevirerek "Harold Robbins" adı ile yayınladığı ilk romanının adı, "Never Love A Stranger" (Bir Yabancıyı Hiçbir Zaman sevme). Türkçe'ye "Hayal Tacirleri" başlığı ile çevrilen ikinci romanını 1949 yılında tamamlıyor. 1952 yılında üçüncü romanı "A Stone For Danny Fisher" yayınlıyor. Bu üç roman da film haline getiriliyor. İlgi görüyor.

Romancı adı ile "Harold Robbins" Universal film şirketinin New York bürosundaki işini 1957 yılına kadar sürdürüyor. Daha sonra tüm vaktini roman yazmaya veriyor.

Harold Robbins çok sayfalı romanlarını her gün en az 12 veya 16 saat daktilo başında iki parmağı ile yazarak tamamlıyor. Taslak yapmıyor. Müsvedde yapmıyor. Doğrudan yazıyor.

1961 yılında tamamladığı gizemli ve de ünlü milyarder "Howard Hughes"in hayat öyküsüne dayanan "The Carpetbaggers" isimli roman Harold Robbins'in yazarlık hayatının dönüm noktasını teşkil ediyor. Bu kitap 6 milyon adet baskı yapıyor.

Romanları sayesinde Robbins tekrar "milyoner-hatta milyarder" oluyor.

En lüks otomobilleri kullanıyor. Güney Fransa, Meksika ve ABD'de Beverly Hills'de villalar satın alıyor. Büyük ve lüks yatı ile Akdeniz'de ünlü işadamlarını, film ve müzik sanatçılarını ve de dünyanın en lüks fahişelerini ağırlıyor.

Para, güç ve seks temsilcileriyle "her türlü serseriliği ve macerayı" deniyor. Yaşıyor.

Parayı sadece "rezil eğlenceler için" ve "kumar"a harcamıyor, kaliteli bir yaşamın gereklerini de yapıyor. Sanata, güzel şeylere ilgisini kesmiyor. Chagalls, Picasso Legers'in tablolarını içeren resim koleksiyonuna sahip oluyor.

Tanıdığı kişileri, yaşadığı hayatı romanlarına geçiriyor.

Harold Robbins diyor ki, "Romanlarımdaki kişilerin hepsi gerçektir. Olaylar gerçektir. Ben kimseyi yaralamamak için isimleri ve olayları değiştirerek romanlarıma aktardım."

Süper zenginlerin hayatını ve süper seksi işlediği 23 roman dünyanın en fazla satan romanları olarak biliniyor. 42 ülkede 750 milyon romanı satılıyor. Tahminlere göre dünyanın dört köşesinde her gün en az 25 bin kişi Harold Robbins'in bir kitabını satın alıyor.

Kendi, "üç defa", başkaları "altı defa" evlendiğini söylüyor.

Hızlı hayatı 1985 yılında geçirdiği kalp krizi ile yavaşlıyor. İki yıl sonra düşüp iki kalça kemiği kırılınca tekerlekli iskemleye bağlı kalıyor.

ABD'den zenginlerin yaşadığı Palm Springs kentindeki evinden dışarı çıkamaz oluyor. Kalça kemiklerini onartmak için geçirdiği sayısız ameliyat başarı sağlayamıyor. Bu arada sinir sistemi zedeleniyor. Çektiği acıları dindirmek için tıbbın her türlü imkanını zorluyor.

Sağlık için harcadığı para servetini eritiyor. Değişik ülkelerdeki evleri, yatı, otomobilleri ve bankadaki paraları kaybediyor.

Tekerlekli sandalyeye bağlı olmasına ve acı çekmesine rağmen her gün üç veya dört saat, daktilo başına geçip iki parmakla roman yazmayı sürdürüyor.

Harold Robbins "Ben basit İngilizce ile roman yazan dünyanın en iyi yazarıyım. Herkes benim yazdıklarımı kolaylıkla anlıyor. -Tabii eleştirmenler hariç- Kendimi kimse ile mukayese etmem" diyor. Son romanının ismi "Wishing Well"(Dilek Kuyusu) Azize Bergin'in ifadesi ile, "1960'lı ve 1970'li yıllarda Türkiye'de çeviri roman okuma alışkanlığının yerleşmesinde büyük katkısı olan yazar" 14 Ekim'de öldü.

İşte "hayatı roman" olan bir romancının yaşam öyküsü... Ve işte Amerika'nın "çalışanlar için" nasıl bir fırsatlar ülkesi olduğunun bir örneği.


© COPYRIGHT 1997 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr