Koskoca kent Kırıkkale, aniden patlayıp yanmaya başladı. Gökten şarapnel, demir parçaları, cam kırıkları yağmakta. Unutulmaz bir kompozisyon; can derdine düşmüş insanlar kenti terkedip dağlara, tarlalara, tepelere korkuyla kaçışmaktalar.
24 saat doldu...
24 saattir yanıyor kent..
Makine Kimya Endüstrisi (MKE) yetkilileri henüz bir açıklama yapmadılar. İlk patlamanın Mühimmat Sanayi Fabrikası'nda TNT dinamit depolarında olduğu yolunda bir söylenti yayıldı. İlk patlama ve onu izleyen ikinci, üçüncü, dördüncü patlamın sonunda oluşan yangın, beklenmedik bir düşmanın beklenmedik bir anda şehri teslim almasına benziyordu.
Kırıkkale teslim alınmıştı.
Havadan şarapnel yağıyordu.
Demir parçaları ve patlamanın etkisiyle üst katların kırılan pencere camları aşağıda yolda yürüyenlerin başına, alnına, yüzüne iniyor, parçalıyordu. Hastaneler yaralılarla dolmuştu. Patlama sırasında iki vatandaş da canını yitirmişti. Peşpeşe 13 patlama oldu. 500 kiloluk 4 uçak mermisi ile 2 bin kiloluk bir top mermisi de camları indiren, kulak zarlarını yırtan korkunç ağırlığıyla patladı.
Sabotaj mı yapıldı?
Kimse bilmiyor...
24 saat doldu...
MKE yetkilileri de henüz bir açıklama yapmış değiller.
Söylentilere göre yangın, mühimmat depolarının bulunduğu bölgeye doğru geliyor.
Söylentiyle yanıyor Kırıkkale.
Söylentiyle patlıyor kent.
Mühimmat deposunda ne var? Yapılmış hazır bombalar, F-16'ların kullandığı bombalar, el bombaları, dinamit sandıkları, barut bidonları, fitil fıçıları. Ateş mühimmat deposundaki bombalara ve baruta doğru sinsice yaklaşmakta. Yine söylentiye göre, şu anda yanan mühimmat deposunun yakınındaki zift havuzudur. Yanan zifttir ve sizin TV ekranlarında gördüğünüz, tabaka tabaka yükselen o kapkara kalın duman bulutu bu zift havuzunun marifetidir.
Zift havuzu yanıyor...
Toprağı da ısıtıyor...
Kızılırmak'tan 90 bin ton su çekildi. Yangının üzerine sıkıldı, sönmedi. Uçaklar ve helikopterler havadan köpük fışkırttılar. Fakat hem uçaklar, hem helikopterler koskoca bir kentin aniden patlayıp yanma ihtimaline karşı değil, ormanda ağaç tutuşmasına karşı örgütlendikleri için etkili olamıyorlar. Almanya'dan bu tip büyük yangınları söndürmek için istenen uçak da henüz gelmedi. İsrail'den gelmesi beklenen ısıya çok dayanıklı zırhları olan helikopterler de henüz Kırıkkale'ye ulaşmadı.
Zift havuzu söndürülemedi...
Toprak santimetre santimetre, fakat hızla ısınıyor. Söylentiye göre, toprağın ısınması sonucunda mühimmat deposu da tutuşabilir ve bütün bombalar, dinamitler, barut ne varsa hepsi birden patlayabilir. Bu patlamayla 7 şiddetinde bir deprem yemiş gibi Kırıkkale, yerle bir olabilir.
Mühimmat deposu nasıldır?
Büyük bir hangar mıdır?
Yoksa bombaların ayrı yerde, dinamitlerin ayrı yerde, barutun ayrı yerde tutulduğu ve kalın duvarlarla birbirinden ayrılan oda oda bir mekan mıdır?
24 saat doldu...
Kırıkkale büyük patlamayı bekliyor.
MKE henüz bir açıklama yapmadı.
İlk patlamadan sonra ve Vali'nin de emriyle 200 bin Kırıkkaleli evlerini, dükkanlarını, mallarını, mülklerini bırakarak Samsun yolunun üst tarafındaki yüksek tepelere ve kent dışındaki kamu binalarına sevk edildiler. Bir bölüm Kırıkkaleli de Kayseri yolu üzerindeki arpa ve buğday tarlalarına çekildi. Şehrin bütün giriş çıkışları trafik polisleri tarafından tutuldu.
Kırıkkale'de sabah oldu...
Kırıkkaleliler dağıtılan ekmekleri kapıştılar ve yanmakta olan zift havuzunun oluşturduğu kara katran siyahı dumanlı manzarayı tepelerden seyrettiler.
24 saat doldu...
MKE henüz açıklama yapmadı...
5 milyon nüfuslu İsrail'den 65 milyon nüfuslu Türkiye'ye 3 helikopter geldi.
Kırıkkale üstünde...
3 fıs fıs yaptı...
Korkunç yangın sönüverdi...
Ankara'daki köstebek vakası da Kırıkkale'deki büyük yangın ve patlamanın yanında çay koyarken "çaaattt...." diye sesizce çatlayan çay bardağı sönüklüğünde kaldı. Ankara'yı köstebek sarstı diye yazıldı ancak bu bir sarsıntı mıdır, salata mıdır pek anlaşılamadı.
Salataya benziyor...
Ankara hep salatayla uğraştığı için Kırıkkaleler durup durup patlıyor.