kapat

Güngör Mengi (e-posta:gmengi@sabah.com.tr )

Kaza değil ceza!

Bir ülkenin büyüklüğü, bir devletin gücü felâket anlarında belli olur.. Kırıkkale'deki facia, korkunç gerçeği yüzümüze vuran bir ayna oldu.

Geniş toprakları ve kalabalık nüfusu olan bir kabile devletine benziyoruz!

Yenisi 50 trilyon liraya kurulacak Kırıkkale fabrikası patladığında apışıp kaldık.

Yine aynı utanç verici gerçeği kabullendik:

Yangının ve doğurduğu tehdidin boyu Türkiye Cumhuriyeti'nden daha büyüktü.

Büyük Batılı dostlara başvuruldu.

Almanya "İki gün sonra" dedi.

Ve Türkiye, bir vilayeti büyüklüğündeki İsrail'e sığındı. Yangın söndürücü helikopterler oradan geldi..

Geçen yıl Marmaris'teki orman yangınından sonra bu sütunda Yunanistan'ın 18 tane yangın söndürme uçağı aldığını, bizim de ne pahasına olursa olsun aynı şeyi yapmak zorunda olduğumuzu yazdık.

Hükümet "alınacak" dedi..

Dün Refahyol'un Orman Bakanı Dağlı'yı arayıp o uçakların ne olduğunu sordum.

Kiralama amacıyla açılan iki ihaleye hiç bir firmanın katılmadığını söyledi.

- Peki satın alsaydınız..

- Girişimde bulunduk ama çabalarımız yetmedi. İki bakan imza vermedi..

Kim bu bakanlar?.

"Geçmişte kaldı, adını sormayın" dedi.

Evet o bakanlar mazi oldu ama yangınlar geleceğimizi aynı şiddetle tehdit edecek!.

Bazı siyasiler "Kim ne kadar rüşvet yiyecek" korkusuyla, bazıları da avanta beklentisi ile imzalarını esirgediği sürece zarar görmeye, utanç duymaya devam edeceğiz.

Ormanlarımız bu yaz da Allah'a emanet!

Tepki lâzım..

Şimdi devletin almadığı bu uçakları edinmek için halktan bağış toplanacakmış..

Bu duyarlılığı takdir etmekle beraber reddediyorum. Toplumun gücü daha köklü çözümleri dayatmak için değerlendirilmeli.

Halk ayağa kalkacaksa, yöneticilere harcama önceliklerindeki yanlışları düzeltmek için kalkmalı.

Yangın söndürme uçağı olmayan bir ülkenin devlet büyüklerine özel uçak, kel başa şimşir tarak değil mi?

"Ayranımız yok içmeye, tahtı revanla nereye?" diye sormuyor mu bunlar?

Bağış toplamak, halktan aldıkları vergileri isabetli kullanmayan politikacıların sorumsuzluğunu kabullenmek değil mi?

Önce emniyet!

Kırıkkale'deki patlama ve yangın, çağa direnen kafalar yüzünden ödemeye mahkum olduğumuz ağır bir cezadır.

Enkaz arasında "Önce Emniyet" yazılı bir levha yansıdı dün TV ekranlarına..

Kurtuluş savaşında silâh onarım atölyesi olarak kurulan nüve 75 yılda gecekondu düzeninde büyüyerek fabrika olmuş..

Yerleşim de aynı ilkel zihniyetin hoşgörüsü ile şehircilik ve güvenlik gibi kaygılara aldırmadan fabrikayı çepeçevre sarmış..

Şimdi "sabotaj mı" diye soruluyor.

Sabotaj iddiası, ihmalden suçlu yöneticilerin sığınağıdır. Ecevit dün açıkladı:

Üç yıl üst üste müfettişler Kırıkkale'de çok ciddi eksikler bulmuş. Bunlar giderilmemiş..

Çiller'li hükümetler telefonları dinlemek için 30 ana santrala 120 milyon Dolarlık dinleme cihazı sipariş etmiş, ama yangın söndürme uçağına para vermemiş..

Hesap sormaya buradan başlamalı!


© COPYRIGHT 1997 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr