Kırıkkale'de yaşanan felaket Türkiye'nin içinde bulunduğu rezilliği bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye, felaketler karşısındaki çaresizliği, son olarak 1994'te Çanakkale Gelibolu'da ve geçen yıl Marmaris'te yaşanan büyük orman yangınlarında hissetti.
Bu çaresizlik yetkililerin o kadar zoruna gitti ki, geçen yıl dönemin Orman Bakanı Halit Dağlı, en kısa sürede yangın söndürme uçak ve helikopterleri alınacağını söyledi. Ancak, Kırıkkale faciası 1 yılda hiçbir şey yapılmadığını ortaya koydu.
Kırıkkale'de patlama ve beraberinde gelen yangına ilk gününde, Türkiye'nin elinde bulunan ve orman yangınlarına müdahale için kullanılan helikopterlerle tonlarca su boşaltıldı. Ancak bu tür yangınların suyla söndürülmesi mümkün değildi. Köpük dökülmesi gerekiyordu. Bu işlemi yapabilecek helikopter de Türkiye'nin elinde yoktu. Zaten orman yangınlarında kullanılan helikopterlerin zırhı da yoktu. Bu yüzden, yangına su boşaltan helikopterlerden biri bu sırada meydana gelen patlamalar yüzünden zarar gördü, düşme tehlikesi atlattı ve camları kırıldı.
İlk gün başarısız olan müdahalelerin ardından yetkililer içinde bulunulan acizliğin farkına vardılar ve yurtdışından yardım istenmesi gündeme geldi. Yardım isteme işi Dışişleri Bakanlığı'na düştü. Müsteşar Onur Öymen başkanlığındaki kriz masası, Kırıkkale'yi harabeye çeviren ve bütün kenti yerle bir edecek yangını söndürebilmek için Almanya'dan İsrail'e, oradan Hollanda'ya kadar bütün ülkelerin kapısını çalıp "ödünç" yangın söndürme uçağı istemek zorunda kaldı.
İngiltere ve Fransa'dan olumlu cevap geldi. İngiltere, Kıbrıs Rum kesimindeki Larnaka'da bulunan Agratur ve Baf'daki Dikelya üslerinden Kırıkkale'ye helikopter getirteceğini bildirdi. Ancak hemen harekete geçen İsrail oldu. Türkiye'yle askeri alanda işbirliği ve sıcak ilişkileri bulunan İsrail, 2 helikopterle birlikte, yangına müdahele edecek 41 teknik personel ve köpükleri taşıyan bir nakliye uçağını Türkiye'ye gönderdi.
Türkiye'nin yardım talebine Almanya ve Hollanda'dan ise üstü kapalı ret cevabı geldi. Kırıkkale'deki yangının yanına yaklaşılmayacak cinsten olduğunu belirten Alman ve Hollandalı yetkiller, "Bu yangın su ile sönmez. Şu anda yaklaşmak ise mümkün değil. İleriki aşamada köpük yardımında bulunabiliriz" dediler.
Almanya ise bu mazerete ek olarak bir de Kırıkkale'ye helikopter gönderilmesinin zaman alacağı bahanesini öne sürdü. Alman yetkililer, yardım helikopterlerinin 3-4 gün içinde Ankara'ya ulaşabileceğini söylediler.
Sonunda Kırıkkale'de yangın İsrail'den gelen helikopterlerin boşalttığı köpüklerle söndürüldü. Türkiye yıllardır sürdürdüğü ihmalinin bedelini bu sefer ucuz atlattı. Ancak bu korkunç olay Türkiye'nin ciddi bir faciaya karşı ne kadar hazırlıksız olduğunu, büyük bir tehlikeyi ancak komşularının yardımıyla aşabildiğini gösterdi.