kapat

Kırıkkale'de kara bulutlar

Kırıkkaleliler gürültüyle yan yanaydılar her zaman. Patlamalar nereden geliyor diye tereddüt etmediler. Çünkü Makine Kimya Endüstrisi Silah ve Mühümmat Fabrikası yanı başlarındaydı.

TAYFUN TALİPOĞLU

Aslında alışıktı Kırıkkaleliler. Daha önce de gürültüyle uyanmışlardı bir kaç kez. Ama bu sefer ses daha yakındı. Nereden geliyor diye tereddüt etmediler. Makine Kimya Endüstrisi Silah ve Mühümmat Fabrikası yanı başlarındaydı.

Önce evlerinin camları kırıldı. İkinci patlama gelmeseydi ardından, panik yaşamayacaklardı. Ama birincisinden daha büyük bir gürültü tüm Kırıkkale'yi sokağa döktü.

Fabrikaya giden yollar kapatıldı. İtfaiye harekete geçti. Helikopterler havalandı. Ama beş yüz metreden fazla hiç kimse fabrikaya yaklaşamadı.

Ardı ardına patlamalarla Kırıkkale üzerinde kara bulut yığınları oluşurken, Kırıkkaleliler polisin ve belediyenin uyarısı ile evlerini terk edip Ankara yoluna doğru yürüyerek fabrikadan uzaklaşmaya başladılar.

Hiç kimse bir şey bilmiyordu. Yapılan yorumlar ve söylentiler fabrikada çalışanların eşlerini polisin oluşturduğu barikatın önüne yığmıştı.

Yüreklere su serpen sözler fabrikada çalışan ve sağlıkçı olduğunu söyleyen işçiden geldi: "Patlamanın olduğu anda işçilerin çay saatiydi. Depolarda kimse yoktu. Üç arkadaşımız yaralı."

Her zaman olduğu gibi ilde bir kriz masası kuruldu.

Ölümler kuşlarındı

Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin, İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez, Çevre Bakanı İmren Aykut olayın boyutlarını yerinde görmek için Kırıkkale'ye geldiklerinde ilin yarısı boşalmıştı.

Otomobili olanlar belli ki komşularını da almışlardı ki beş kişilik arabalarda sekiz dokuz kişi vardı.

Kırıkkale-Ankara yolu konvoylar nedeniyle işlemez haldeydi. Kaçacak araç bulamayanlarsa çocuklarının ellerinden tutmuş, çantalarına su ve ekmek alarak yüksek tepelere doğru ilerliyorlardı.

Arabasının üstüne şarapnel parçası gelmiş bir vatandaş elleri yana yana şarapnel parçasını tutuyor "Nasıl kaçmayalım? Benim evim patlama noktasından dört kilometre uzakta. Bu parça arabanın üstüne düştü" diyordu.

İlk gelen haberlerde sadece üç yaralı olduğu bildirilirken ölümler kuşlarındı. Ardı ardına gelen patlamalarda yara alan kuşlar bizim bulunduğumuz Devlet Hastanesi bahçesine ölü olarak düşüyordu.

TNT kalıplarının patladığı deponun yanında dolum tesisleri bulunması ve fabrikada yüz kadar beş yüz librelik bombanın yer alması düşüncesi bile dehşetin boyutunu artırıyor.

Şimdi yine neler yapılabileceği, Kırıkkale'nin benzer bir olayda yok olmaması için gerekli önlemlerin hangileri olduğu tartışılacak.

Başka bir patlamaya kadar...


© COPYRIGHT 1997 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr