kapat

27 MART 1997 PERSEMBE
Çetin Altan
İnternet mucizesi ve Lanetliler Bahçesi...

Türkçe sevgisi, yazı sevgisi, yazar sevgisi taşıyan insanlara rastlıyorum bazen...

Kutuplarda Katibim şarkısını söyleyen bir muhabbet kuşuna rastlamışçasına elimde, ayağımda, yüreğimde yeni yıldız kümelerinin nebulaları salkımlanıyor.

Salim Kadıbeşgil diye genç bir dostum var. Şevket Sabancı'nın Londra'ya davet ettiği üç beş yazı adamının gezisini organize etmişti. O sırada tanımıştım kendisini...

Ne kişiliğini, ne üstünlüğünü, ne sorumluluğunu kimsenin gözüne sokmayan, her türlü çapraz düğümüdü de usulca çözüveren taze balık arılığında gerçek bir entellektüeldi.

Sonradan öğrendim ki, Eskişehir Üniversitesi'nde de "halkla ilişkiler" konusunda ders veriyormuş. Zaten aynı konuda büyük emek harcanmış bir de kocaman ders kitabı var.

* * *

İnternetle de bağlanan gelişmiş bir bilgisayar edinmek istiyordum. Ama hem markaların acemisi olduğundan, hem de acemiliğin yan bilinçteki gizli freniyle üşendiğimden bir türlü davranamıyordum.

Bir gün Salim'le dereden tepeden konuşurken, İnternet dönemine karşı köhnemiş bir kuşak olmaya başlamanın şakalı ufak bir lamelifini çizmiştim..

Aradan bir hafta geçmedi ekranı, printeri, modemi, CD vs... Kasaları, küçücük bir çift hoparlörüyle son model bir bilgisayar geldi ve beş dakikada monte edildi ikinci bir yazı masası üstüne...

* * *

Hemen ödedim borcumu ve akıl almaz bir dünya açılmaya başladı karşımızda...

Nasıl bir dünya mı?

Örneğin yeryüzünün her kitaplığına girebiliyordun; Paris'teki Fransız Ulusal kitaplığından Amerika'daki Ohio Üniversitesi kitaplığına kadar...

Oralarda hem kendi kitaplarımın, hem de Ahmet'le Mehmet'in kitaplarının adları ekrana yansıyınca çoktandır unuttuğum mutluluk kıvılcımlarıyla gönlümden yeni bir galaksi uzadı uzaya sanki...

Ve derken bir hüzün çöktü içime...

Keşke Orhan Kemal de sağ olsaydı...

Keşke Suat Derviş de...

Keşke Kemal Tahir de...

Onlar da İnternetdeki kimlikleriyle karşılaşabilselerdi keşke..

* * *

Türk yöneticileri nefret ederler yazı çizi, sanat ve bilim adamlarından. Özellikle yazarların hayatını ezip yok etmek üstüne demir ökçeli özel barbarizm botlarıyla gelmişlerdi dünyaya...

Elbet bir gün bir "Lanetliler Bahçesi" kurulacaktır, hem de İnternet boyutunda...

Hangi kitapları kimler toplatıp yok etti Türkiye'de? Kimler hangi yazar, sanatçı ve bilim adamlarının kanına ekmek doğradı, onları sürüm sürüm süründürdü mahkeme koridorlarıyla cezaevlerinde?

Küçük kara taşlar üstündeki uğursuz adlarıyla sıram sıram sıralanacaktır hepsi bir gün "Lanetliler Bahçesi"nde, eminim.

Yazı ve yazar düşmanlığından kurtulamamış bir ülkenin uygar dünyada iki ayrı yeri birden olmalı...

1- Dünya kitaplarının kataloglarında bulunan yazarları...

2- Onları böcek ezer gibi ezmeye çalışmışların "Lanetliler Bahçesi"...


© COPYRIGHT 1997 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Bu sayfa YÖRE Elektronik Yayımcılık tarafından hazırlanmıştır. Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr
YÖRE Elektronik Yayimcilik A.S.