kapat

3 MART 1997 PAZARTESI
M. Ali Birand
Aslında, hepimizin"ince ayara" ihtiyacı var

Olanlar oldu...

Siyasilerimiz yine boşluk yarattılar ve normal koşullarda Meclis'te görülmesi gereken bir hesap, MGK'da görüldü.

Asker, siyasi yaşamımızda balans ayarını veya ince ayarı tamamladı.

Kendi düşen ağlamaz.

Bundan böyle kimsenin şikayete hakkı yok.

Askerin bu tutumunun demokrasi ile bağdaşmadığını da söylemeyin...

Oktay Ekşi'nin dün yazdığı gibi, "Eğer siz beceremezseniz, yerinize başkaları yapıverir..."

Türkiye için artık yepyeni bir dönem başlıyor.

Yeni bir demokrasi tarifi, yeni bir hükümet ediş şekli, yeni bir dengeler dönemi...

Buna "Türk usulü demokrasi" demek gerekir.

Durumu gerçekçi şekilde değerlendirirsek belki bu yeni dönemi uzatabiliriz.

Yok, 12 Eylül öncesindeki gibi "mektup bana değil, karşımdakine yollandı" kargaşasına düşülürse, bu iş kısa sürede karakolda biter...

Şimdi bir hesap yapma dönemi başlıyor...

İşin gerçeğine bakacak olursak, hepimizin bir ince ayara ihtiyacımız var...

1) Başta Refah Partisi'nin, biran önce radikal elemanları hakkında "ince ayar" uygulaması gerekiyor. Bu tempoda devam edilemeyeceği açıkça görülüyor. Türkiye'yi bir din devletine dönüştürmeye kimsenin gücünün yetmeyeceği artık ortaya çıkmıştır. Son birkaç ayki gelişmelere bakıp Refah'ın yeni bir çizgi tutturması, hem kendi için, hem de ülke için şarttır. Üstelik, Refah'ın artık radikallerine de ihtiyacı kalmamıştır. Onlar olmadan da yönetimde kalabileceğini bilmektedir.

2) Muhalefet de hemen ince ayara girmelidir. Sol ve Sağ'daki dağınıklığı gidermekten başka hiçbir çareleri kalmadığını görmelilerdir.

3) TBMM'de temsil edilen tüm siyasilerimiz de bu ince ayara girmelidir. Gelişmelere seyirci kalan, olayları geriden izleyen, ülkeye sahip çıkamayan ve üretkenliğini kaybetmiş bir meclis ile karşı karşıyayız. Sadece liderlerinin iki dudağına bakan bu insanlarımızın biraz da ülkeye sahip çıkmaları gerekiyor.

4) medyada da ince ayara ihtiyaç var. İslamcı gazeteler ve laik cephe... Hepimiz ayarı kaçırdık. Ayıp işler yapıyoruz. Pespaye duruma düşüyoruz. Sadece birbirimizle kavga etmekle yetinmiyor, ülkeyi de tahrik ediyoruz.

5) Laik kesim, sırf Refah'ı dövme hastalığından vazgeçerek, Refah'ın doğru yaptıkları ile hatalarını birbirinden ayırarak, bu ince ayar kampanyasına katılmalı.

6) Tüm sivil dernekler (ister solcu sağcı olsun, ister İslamcı) de kendi tutumlarını bir gözden geçirmeli ayarlamayı ihmal etmelilerdir.

Unutmayalım, ortada birşeyler doğru gitmiyorsa, bunun sorumluluğu hepimize ait.

Kimse karşısındakini suçlayıp kendini aklamaya kalkmasın.

Gemi battığı zaman birlikte boğulacağız.

'Sadece Refah değil, hepimizin ince ayara ihtiyacı var...'

Asıl önemlisi bundan sonraki dönem...

Üstelik son derecede de zor.

20 maddelik bir liste var.

Herkes çentik tutacak.

En ufak bir yalpalamada hemen notlar kırılacak ve darbe söylentileri artacak.

Çok gerilimli bir döneme giriyoruz.

Acaba altından kalkabilecek miyiz?

Örneğin, Refah radikallerini kontrol altında tutabilecek mi?

Yoksa kısa bir sessizlikten sonra yine kavgalaşacak mıyız?

Ne yazık...

Dünya 2000'li yıllara giriyor.

Biz nelerden söz ediyoruz...

Kendi kendimizi yönetemiyor, askeri işin içine itiyoruz...


© COPYRIGHT 1997 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır)
Bu sayfa YÖRE Elektronik Yayımcılık tarafından hazırlanmıştır. Yorum ve önerileriniz için: editor@sabah.com.tr
YÖRE Elektronik Yayimcilik A.S.