24 SUBAT 1997 PAZARTESI |
Ali Rıza Kardüz
Hocamızın aklına birileri birşeyler sokuyor. Hocamız o birşeylere sahip çıkıyor. Hele, hele o birşeyler "Müslüman bir ülke" kökenli ise Hocamızın bu şeyin peşine düşmemesi imkansız. Hocamıza birileri Endonezya'nın IMF yardını ile yüzde bini aşan enflasyonu kısa sürede yüzde ona düşürdüğünü hikaye etmiş. Derken birilerinin tavassuta ile Endonezya'dan "Endonezya modelinin mimarı iktisatçılar" Türkiye'ye gelip burada etkili ve yetkililere brifing vermiş. Fehim Adak başkanlığındaki heyet IMF ile üst düzey görüşmeler yapılırken bakanımız hükümet adına IMF üst düzey yetkililerine "IMF ile Endonezya modeli benzeri bir istikrar paketi uygulanabileceğini" belirtmişti. Derken, geçen hafta ANKA kaynaklı bir haberden öğrendik ki Hocamız Endonezya Başbakan yardımcısı Dr. Habibi ile anlaşmaya varmış. "Sağlam Paraya geçiş" planı çerçevesinde ekonomimizin tüm yönleriyle denetim ve teftişi Endonezya'lı uzmanlara açılmış. Endonezya heyeti üç ayda bir gelecekmiş, böylece biz de "Endonezya Modeli" ile sağlam paraya geçecekmişiz. Anlaşıldığı kadarı ile Hocamızın ve erkan-ı harplerinin şu anda benimsedikleri model, güvendikleri model "Endonezya Modeli İstikrar". Haberimiz olmadan birşeyler pişiyor. "Endonezya Modeli" nedir onu bilelim de, hazırlıklı olalım.
Endonezya'nın geçmişi ve ahvali bize benzemez
Modeli anlatmadan modelin uygulandığı otuz yıl önceki dönemi ve o dönemde Endonezya'nın durum ve ahvalini hikaye etmekte yarar vardır. Endonezya 200 milyon nüfuslu bir ülkedir. Halkının yüzde 87'si müsülmandır. Geçmin Hindu ve Budist medeniyetine dayanır. Ticaret yolu üzerinde olduğundan müslüman tacirler bu adaya İslam dinini getirmiştir. Uzun yıllar ülkeyi Sukarno yönetti. Bu dönemde komünistler ülkede etkili oldu. General Suharto kumandasındaki askeri birlikler 1995 yılında darbe yapan komünistleri bir karşı darbe ile etkisiz bıraktı. Cumhurbaşkanı Sukarno iktidarı 1966'da General Suharto'ya devretmek zorunda kaldı. Sukarno aşırı milliyetçi idi. Endonezya'yı Birleşmiş Milletlerden IMF'den ve Dünya Bankası'ndan ülkesini ayırmıştı. Bu milliyetçiliğe dayalı olarak ülke içinde birliği sağlamış, ama ekonomiyi batırmıştı.
Hedef dış politikada ve ekonomide istikrar sağlamak
General Suharto asker desteği ile Cumhurbaşkanı oldu. İktidar koltuğuna oturdu. Sukarno'dan farklı bir yaklaşımla işe başladı. İşe başlarken 4 ilke benimsedi: 1) Ekonomiyi rayına oturtmak, aşırı enflasyonu kontrol altına almak. 2) Ülkenin dünya ile barışmasını sağlamak. 3) Dış dünyaya açılmak için ne gerekiyorsa yapmak. 4) Geleceği düşünmek. Geçmişin hesabını sorarak vakit kaybetmemek. (Sukarno'nun mahkemeye verilmesine mani oldu.) Ve de hemen iki önemli tayin yaptı. 1) Adam Malik'i, dünya ile barışma ve dışa açılma işinin başına getirdi. Adam Malik, daha önce Birleşmiş Milletler'de Genel Kurula başkanlık yapmış, tanınmış bir diplomattı. Endonezya'yı açtı. ASEAN çatısı altında 5 ülkeyi bir arada topladı. Endonezya'yı bölge güvencesinin lideri konumuna getirdi. 2) Prof. Widjojo'yu ekonomi yönetiminin başına getirdi.Prof. Widjojo Jakarta Üniversitesi Ekonomi Fakültesi Dekanı idi. General Suharto darbeden öne Prof. Widjojo'yu tanımış ve güven duymuştu. Prof. Widjojo'yu çağırdı. "Ekonomi sana teslim. Gereğini yap" dedi. Prof. Widjojo, Berkeley Üniversitesi'nde kendisi gibi doktora yapmış 3, Harvard'dan 1 arkadaşını çağırarak bir "Profesörler Takımı" kurdu. Bu takım "Berkeley Mafia" diye anılır.
IMF'siz ve Dünya Bankasız aş pişmiyor
"Berkeley Mafia" işin başında ilkelerini açık ve seçik ortaya koydu: 1) Endonezya gibi kalkınan bir ülke tek başına bir şey yapamaz. Silkinemez. Kendi tasarrufu kalkınmayı sağlayamaz. Dış tasarurfa ihtiyacı var. 2) Dış tasarrufa ihtiyacı olan bir ülke ise IMF'in ve Dünya Bankası'nın dışında kalamaz. Cumhurbaşkanı Suharto, "Berkeley Mafia"nın tavsiyelerine uydu. Endonezya hemen Birleşmiş Milletler'e, Uluslararası Para Fonuna ve Dünya Bankası'na tekrar üye oldu. Dünya Bankası önce IMF'in desteği ile enflasyonun kontrol altına alınmasını bekledi. IMF süratli hareket ederek 1996 yılında Kemal Siber başkanlığında bir heyeti Endonezya'ya gönderdi. Kemal Siber, Ziya Müezzinoğlu'ndan sonra Hazine Genel Sekreteri Memduh Aytür'den sonra Washington'da İktisadi Heyet Başkanlığı yapan Mülkiye kökenli bir maliyecimizdir. IMF, Endonezya'da Rusya'dan önce tarihinin en büyük operasyonu uygulayarak enflasyonun kontrol altına alınmasını ve ekonominin istikrara kavuşmasını sağladı. Ancak çok önemli bir nokta var. Bunu IMF yapmadı. IMF, Endonezya'da ekenomiyi düzeltme sorumluluğunu üstlenen ekibe yardımcı oldu. Bu noktayı biraz daha açıklığa kavuşturmakta yarar var: Endonezya ekonomisini IMF gelip düze çıkarmadı. Endonezya ekonomisini düze çıkarma kararını (1) Ülke yönetiminin tepesindeki lider verdi, (2) Ekonomiyi düze çıkaracak kaptanı buldu, ekibini kurmasına izin verdi, (3) Ekibin kararlarını uyguladı, (4) IMF bu çalışmalara destek sağladı. Endonezya'da "Berkeley Mafiası" diye adlandırılan iktisatçılar grubunun yaptıkları ve Kemal Siber başkanlığındaki IMF heyetinin bu çabalara desteği ilginç bir hikayedir. Bu hikayenin örnek alınacakyanları vardır. Ancaaakkk. Unutulmaması gereken ufak bir nokta daha var. Endonezya'da olanlar General Suharto'nun disiplinli ve de 1965 yılından buyana kesintisiz devam eden istikrarlı iktidar döneminde gerçekleşti. Hocamız, demokratik parlamenter sistem içinde, ömrü belirsiz koalisyon hükümeti döneminde Endonezya Modeli ile Türk ekonomisini düze çıkarma arayışında. Basına yansıyan haberler doğru ise, bu arayış içinde "Berkeley Mafisaı"nın bazı mensupları Ankara'ya davet edilip, onlara danışılıyor... Onlara akıl soruluyor... Bu noktada ne söyleyebiliriz ki... Haydi hayırlısı!.. (Endonezya'da ekonomi hangi tedbirlerle istikrara kavuştu? Bunun hikayesini yarın anlatacığım.) |