kapat

09 OCAK 1997 PERSEMBE

Hukuk devleti!

İran Cumhurbaşkanı'nın kızı Faize Rafsancani'nin Ankara'yı devrim öncesi Tahran'a benzetmesi, ulusal onurumuzu zedeleyen bir tokat etkisi yapmıştı. Kızmıştık ona..

Şimdi kime kızacağız?

Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde dün elem verici olaylar yaşandı.

Atatürk'ün emaneti olan cumhuriyeti ve İslâm'ın yüz akı olan bu ülkeyi ne hallere getirdiğimize bakıp utanmalı ve uyanmalıyız.

Ve yalnız kendimize kızmalıyız..

Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhine gösteri yapmakla suçlanan 121 Aczmendi dün mahkeme huzuruna çıkarıldı.

Sanıklar sarık ve cübbelerini çıkarmayı reddettiler. Mahkeme heyeti bu durumu kabullenince üç yargıçtan asker olanı, mahkemenin "teslim" kararına itiraz ederek görevden çekilmek istediğini bildirdi.

Hakim Albay Başol, "meslek onuruna ve hukuk anlayışına aykırılık" nedeniyle bu kararı verdiğini söyledi.

Mahkeme başkanı ile öbür üyenin kararı ise "sarık ve cübbelerin çıkartılma girişimi sırasında yaşanabilecek olayların mahkemenin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını zedeleyeceği" gerekçesine dayandırıldı.

Rezalet çıkacağı korkusu ile Anasaya'nın değiştirilemez dediği bir yasanın, mahkemede, mahkeme kararı ile çiğnendiği başka bir örnek herhalde hiç görülmemiştir.

Anayasa'nın "demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir" dediği Türkiye Cumhuriyeti'nin bu temel niteliği Ankara DGM'de ağır bir darbe yemiştir.

Hiç kimse mahkemenin kararını, dine saygı gösterildiği gerekçesiyle savunamaz.

Karar yasalara aykırı olmakla beraber İslâm'a da saygı değildir. Çünkü din bilginleri İslâm'ın "çul-çaput dini olmadığını" şekle, kisveye değil inanca dayandığını söylüyorlar.

"Bazı kisvelerin giyilemiyeceğine dair 2596 sayılı kanun" Anayasa'ya aykırılığı iddia edilemeyecek kanunlardan biridir.

Bu kanunun 1'inci maddesi şöyle diyor:

"Hangi din ve mezhebe mensup olursa olsunlar, ruhanilerin mabet ve ayinler haricidinde ruhani kisve taşımaları yasaktır.."

Mahkeme sanıkların sarık ve cübbelerine "rezalet çıkmasın" diye göz yumuyor ama bu temel yasanın -hem de mahkemede- ayaklar altında çiğnenmesini rezalet saymıyor.

Böyle kepazelik olur mu?

Hakim albayın itirazını sanık avukatlarından biri bu hakimin reddi ile ilgili taleplerinin gerekçesi yaptı. Hakim albay bu tavrı ile taraf olduğunu belli etmiş!

Durum, söylediğinin tam tersidir..

Bu şüphe, öteki iki hakim için geçerlidir.

Çünkü hakim albay, yasayı savunmaktan başka bir şey yapmamıştır. Tabii ki hakimler yasalardan yana taraf olacaktır.

Sanık avukatının söz ettiği anlamda taraf durumuna düştüğünden şüphe edilecek kimseler varsa, onlar Kıyafet Kanunu'ndan taviz veren öteki iki hakimdir.

Asıl, kamu adına savcının o iki hakim için "reddi hakim" talebinde bulunması yerinde olurdu!


Aydınlanmak için..

Olan biten karşısında yöneticilerin gösterdiği hasislik ve acz, Atatürk'ün ileri görüşlülüğüne duyulan hayranlığı artırıyor..

Toplum, TV'lerde izlediği tarikatçılık rezaletleri ile çalkanıyor. İktidardan çıt çıkmıyor..

"Bu rezaletleri kınayan sağduyulu insanları ne yaparsak yapalım kazanamayız, bari öbürlerini karşımıza almayalım" küçük hesabı, iktidar ortağı partileri mezar taşı sessizliğine sokuyor. Ne yazık..

Aslında yalnız laiklik değil, İslam da bu çirkinler yüzünden tehdit altında. Ecevit dün, tarikatları iktidara, servete -hatta şehvete- erişme yolu olarak kullanan sahtekarlara karşı bir seferberlik önerdi.

İstediği, İslâm'ın daha iyi anlaşılması için Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde bir aydınlanma projesidir. Önümüzdeki Ramazan ayı, bunun için uygun bir zemin olabilir..

Ama dikkat!. Atatürk'ün 63 yıl önce yaptığı uyarının adresinde oturanların bu harekete samimi olarak destek vermeleri şartıyla..

Atatürk şöyle demişti:

"Türkiye'de esasen mürteci yoktu ve yoktur. Vehim vardı, vesvese vardı. Bundan sonra yalnız bir şey hatıra gelebilir: O da bazı adi politikacıların, hasis ve menfaat pereslerin, o vehim ve hayali uyandırmaya, o yolla hırs ve menfaatlerini tatmine çalışması.."

Türkiye bugün böyle bir kâbusu yaşıyor!


© COPYRIGHT 1997 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır) YÖRE Elektronik Yayimcilik A.S.