kapat

09 OCAK 1997 PERSEMBE

Tarih Vakfı'nı Refah'çı saldırıya karşı korumak...

Bilim ve kültür merkezlerine yönelik Refah'çı saldırılar sürmekte. Bunlar bilinçli çabalar... Kiminin üstü örtülü, kimininki örtüsüz...

Hedef önce TÜBİTAK'tı.

Bilim ve teknoloji alanında yıllardan beri başarılı çalışmalar yapan bu kurumun özerk yapısını ve serbest işleyişini yok etmek için harekete geçtiler. Çünkü bu kurumun kadrolarına ve fonlarına göz dikmişlerdi. Amaç, TÜBİTAK'ı iktidarlarının bir çiftliği haline getirmekti.

Sonra sıra Mimarlar Odası idi.

Bir gece yarısı baskınıyla mimarların Yıldız Sarayı'ndaki yerleri işgal edildi.

Şimdi sıra Tarih Vakfı'nda.

Anlaşılan öyle...

Refah Partili bakanların yönetimindeki Kültür ve Maliye Bakanlıklarının ortak eylemiyle hukuka sığmayan, yasadışı uygulamalarla vakfa büyük bir darbe indirilmek isteniyor. Aynı zamanda Tarih Vakfı'nın 2001 yılında gerçekleşecek İstanbul Müzesi Projesi'ni öldürmenin yolları aranıyor.

Sivil toplum kuruluşu

Nedir Tarih Vakfı?

Bir sivil toplum kuruluşu. Kurucuları arasında benim de bulunduğum bir gönüllü kuruluş... 1991'den beri faaliyet gösteriyor. Uzun adı, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı.

Bugüne kadar sekiz ciltlik İstanbul Ansiklopedisi yayınladı. İkisi İngilizce dört tane dergiyi beş yıldan beri çıkartıyor. Yayınladığı kitapların sayısı elliyi geçmiş durumda.

Beş yılda bir çoğu uluslararası olmak üzere yüzden çok kongre, konferans, seminer ve sempozyum düzenledi.

Yürütmekte olduğu büyük araştırma projeleri yirmiyi geçti. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'yla işbirliği içinde bir bilgi bankası kurdu. Bu çerçevede Türkiye'deki önde sivil toplum kuruluşlarını taradı ve bunları biri İngilizce biri Türkçe 500'er sayfalık iki rehbere bağladı.

SSK, Darülacaze, TARİŞ gibi on kurumun kurum tarihlerini yazdı. Kamuya açık 40 bin kitaplık bir kütüphane ve arşiv kurdu.

Darphane'den kültür merkezi...

Tarih Vakfı, yurt içinde ve dışında gerçekten büyük takdirle karşılanan son etkinliğini ise HABİTAT Zirvesi sırasında açtığı iki sergiyle yaptı:

Dünya Kenti İstanbul...

Anadolu'da Konut ve Yerleşme...

Şimdi Refahçı zihniyet bu sergilerin gerçekleştirildiği mekanı, Darphane'yi Tarih Vakfı'nın elinde almak için harekete geçmiş durumda. Darphane 30 yıl boyunca kendi kaderine terkedilmişti. Maliye Bakanlığı tarafından tapuya da işlenerek Tarih Vakfı'na 49 yıllığına kiraya verildiğinde tam bir harabe halindeydi. Vakıf, Darphane'yi çağdaş bir sergi mekanına, bir kültür merkezine dönüştürdü.

Şimdi bütün bu olumlu çabalar engellenmek isteniyor. Demin de belirttiğim gibi İstanbul Müzesi'ne ilişkin olağanüstü proje yok edilmek isteniyor.

Niye?

Tarih Vakfı'na vurulmak istenen bu ölümcül darbenin arkasında yatan nedir?

Tarih anlayışı...

Bu sorunun karşılığını dünkü sohbetimiz sırasında Tarih Vakfı Genel Sekreteri Orhan Silier verdi:

"İki nedenden söz edilebilir. Birincisi Tarih Vakfı'nın tarih anlayışı... İkincisi, kendi kontrolleri dışındaki sivil toplum kuruluşlarına karşı tahammülsüzlük... Nedir bizim tarih anlayışımız? Tarihin bir kahramanlık edebiyatı ve kendine övgü edebiyatı olmadığıdır. Tarihin, bir bilimsel araştırma ve çalışma alanı olduğudur. Tarih Vakfı'nın temsil ettiği tarih anlayışına göre, Türkiye'deki her etnik ve kültürel grubun varlığı ve tarihi bizim zenginliğimizdir. Bizim bu anlayışımız öyle anlaşılıyor ki kimilerinin gözünde makbul addedilmiyor."

İlle kendi dedikleri olacak. Başkasına tahammül edilmeyecek. Farklı sesler dinlenmeyecek, fırsat bulunursa susturulacak.

Kafa bu!

İslamcı faşist...

Coca Cola'yı yasaklayan da bu kafadır.

İstanbul Kanatlarımın Altında filmini oynatmayan da bu kafadır.

Çetin Altan hakkında bir yazısından dolayı ağır hapis cezası isteyen kararın altında da bu kafanın imzası vardır.

Basına sansür yasası getirmek isteyen de bu kafadır.

TÜBİTAK'ın kadrolarıyla fonlarına göz diken de bu kafadır.

Mimarlar Odası'nı gece vakti basan da bu kafadır.

Tarih Vakfı'na karşı saldırıya geçen de bu kafadır.

Ya da:

Birleşmiş Milletler'de insan hakları konusunda İran'ı kınayan karar tasarısına Tahran'la birlikte karşı oy kullanan da bu kafadır.

Demokrasiden de çağdaşlıktan da yoksundur bu kafa. İslamcı faşist bir kafadır bu. Ve İslam'la Refah'ın demokrasi oyunundaki yerine bakarken, bu kafanın içindeki totaliter öz hiçbir zaman gözden kaçırılmasın.

İslamcı demokratların ve yol arkadaşlarının diktatine!


© COPYRIGHT 1997 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır) YÖRE Elektronik Yayimcilik A.S.