kapat

09 OCAK 1997 PERSEMBE

Hakim albayın protestosu

Azmendiler'in mahkeme salonuna sarık ve cübbeleriyle girmelerine izin verilince Hakim Albay Erman Başol davadan çekildi. Ankara 1 No'lu DGM'de dün başlayan 121 sanıklı "Aczmendi Davası"nda sarıklarını çıkarmayı reddeden Aczmendiler'e, Kıdemli Hakim Albay Erman Başol'un itirazına rağmen iki sivil hakimin oylarıyla izin verildi. Bu karara sinirlenen Başol hakim cüppesini çıkardı.

Ersin BAL- Cemal DOĞAN

ANKARA- Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı'nca, Yeni Asya Gazetesi'nin Said-i Nursi'nin ölüm yıldönümü nedeniyle Kocatepe Camii'nde düzenlediği mevlitte, güvenlik güçlerine mukavemette bulundukları, Atatürk aleyhinde konuşma yaptıkları ve "sindirme, yıldırma, tehdit yöntemleriyle Anayasa'da belirtilen Cumhuriyet'in laik düzenini değiştirmek amacıyla oluşturulan örgüte girdikleri" gerekçeleriyle haklarında dava açılan 121 Aczmendi'nin yargılanmasına başlandı. Aczmendilerin sarıklı, cübbeleriyle duruşmaya katılmasını protesto eden Kıdemli Hakim Albay Erman Başol duruşmadan çekilmek istedi, Ancak bu isteği mahkeme heyetince kabul edilmedi.

Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) görülmeye başlanan davanın ilk duruşmasına, Eskişehir Cezaevi'nde tutuklu 121 sanık Aczmendi ile avukatları katıldı. Sanıklar, duruşma salonuna sarık ve cübbeleri ile girdiler. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, sanıkları getiren komutana, duruşma salonuna girerken sarık ve cübbelerini çıkarmaları konusunda, sanıklara uyarıda bulunup bulunmadığını sordu. Komutan ise bu konuda gereken uyarıyı yaptığını ve bir de tutanak düzenlediklerini belirterek, tutanağı mahkemeye ibraz etti.

Bunun üzerine, Mahkeme Başkanı Karadeniz, sanıklara bu durumu sordu. Sanıklar, sarık ve cübbelerini çıkarmamalarının mahkemeye saygısızlıktan değil, dini görüşleri gereği olduğunu söylediler.

Kılık kıyafet konusunda karar verilmek üzere duruşmaya verilen kısa bir aradan sonra, Mahkeme Başkanı Karadeniz, Hakim Albay Erman Başol'un muhalefetiyle, sanıkların, savunmaları tamamlanıncaya kadar duruşmaya bu şekilde devam edilmesine karar verildiğini açıkladı.

Karadeniz, "kolluk kuvvetleri vasıtasıyla sanıkların sarıklarının çıkarılmaya kalkışılması sırasında çıkabilecek olayların, mahkemenin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını zedeleyebileceği" gerekçesiyle böyle bir kararın alındığını açıkladı.

Başol çekiliyor

Bu karardan sonra, Hakim Albay Erman Başol, Mahkeme Başkanı'nın kulağına bazı şeyler fısıldadı. Bunun üzerine mahkeme, duruşmaya tekrar bir süre daha ara verdi. Aradan sonra, Erman Başol, sanıkların bu kıyafetleriyle duruşmayı takip etmelerinin demokratik hukuk düzenine aykırı ve bağımsız DGM'ye açıkça hakaret olduğunu belirterek, duruşmadan çekilmeye karar verdiğini açıkladı ve cübbesini çıkardı.

Duruşma savcısı Nuh Mete Yüksel de sanıkların mahkeme huzurunda sarık ve cübbe ile oturmalarının devrim yasaları, laik demokratik Cumhuriyet ilkelerine aykırı, mahkemeye saygısızlık olduğunu ifade ederek, çekilme kararını mahkemenin takdirine bıraktığını kaydetti.

Mahkeme Başkanı Karadeniz, Başol'un çekilme gerekçesinin CMUK'a uymadığından, talebinin reddine oy çokluğu ile karar verildiğini açıkladı. Başol cüppesini çıkarıp duruşma salonunu terkederken, Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz ve diğer üye İsmail Tiryaki bu istemi reddetti.

Reddi hakim talebi

Sanık avukatlarından Hüseyin Çınar, Başol'un heyetten çekilme konusunda talepte bulunmasının bu davada taraf olduğu anlamına geldiğini öne sürerek, reddi hakim talebinde bulunduklarını söyledi.

Bu talep üzerine tekrar söz alan Nuh Mete Yüksel, Erman Başol'un inzibati tedbirle ilgili görüş belirttiğini, görüşünün, davanın kararıyla ilgisi bulunmadığını kaydetti. Mahkeme Başkanı da, Avukat Hüseyin Çınar'ın talebinin reddine karar verildiğini bildirdi.

Mahkeme, daha sonra sanıkların kimlik tespitlerine başladı. Sanıkların yaklaşık yarısının kimliklerinin tespit edilmesinin ardından, duruşmaya ara verildi.

Davanın öğleden sonraki bölümünde, sanıkların kimlik tespitlerinin tamamlanmasından sonra sorgularına geçildi.

"Terörist değiliz"

Sanıklar, iddianamedeki suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, kendilerinin Aczmendi yani Risale-i Nur'un talebesi olduklarını söylediler.

Kıyafet ve asalarının Hazreti Muhammed'in sünneti olduğunu, Peygamber'in de aynı giysileri giyip asa taşıdığını belirten sanıklar, kendilerinin de bu yoldan gittiklerini söylediler. Sanıklar, terörist değil gönül adamı olduklarını ve gönüllerin fethiyle meşgul olduklarını kaydederek, günlük yaşantılarını Kuran'a uyarak geçirmek istediklerini ifade ettiler. Sanıklar, terör sayılacak hiçbir eylemde bulunmadıklarını öne sürdüler.

Türkiye'nin öz evlatları olduklarını ve vatana ihanet etmeyeceklerini söyleyen sanıklar, Müslüm Gündüz'ün kendilerine İslam'ı öğrenme ve uygulama konusunda büyük hizmetleri bulunduğunu ileri sürdüler.

Şiddetten yana olmadıklarını, ancak sürekli tahrik edildiklerini öne süren sanıklar, Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal ve laik düzenini yıkarak şeriatı getirme amacında olmadıklarını savundular.

Sanıklardan birisi, Tıp Fakültesi'nde öğrenci olduğunu ve İbn-i Sina'nın da aynı kıyafetleri giymesinden etkilenerek onun gibi giymeye karar verdiğini kaydederek, okuldaki arkadaşlarının da kendisine İbn-i Sina ismini taktıklarını kaydetti.

Sanıklardan 43'ünün sorgusunun tamamlanmasından sonra, Mahkeme, zamanın geç olması ve sorguların tamamlanamayacağı gerekçesiyle duruşmayı yarına erteledi.

Terör suçundan yargılanacaklar

* Sabahın erken saatlerinden itibaren Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi ve Adliye civarında geniş güvenlik önlemlerinin alındı. Sanık yakınları ve gazeteciler üst araması yapılarak bina içerisine alınırken, bir kısım gazeteci ve sanık yakını izdiham nedeniyle duruşma salonuna giremedi.

* Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz sanıkların sorgularını yazdırırken, sanık avukatlarından Muhammet Emin Özkan, ifadelerin tutanağa eksik yazdırıldığı gerekçesiyle itiraz etti. Karadeniz, "Ben teyp bandı değilim ki hepsini aklımda tutayım. Önemli olan bölümleri yazdırıyorum" dedi. Bu sözler üzerine, sanık avukatları, "Başkan, bize o yüksek makamdan çok sert konuşuyorsunuz. Ben ve sanıklar sizin bu şekildeki konuşmanızdan dolayı etki altında kalıyoruz ve korkuyoruz" dedi. Karadeniz kimseyi korkutma gibi bir niyetlerinin olmadığını açıkladı.

* Sanıklardan Kadir Yavuz, Aczmendi olmadan önce Müslüm Gürses'in kasetlerini dinlediğini ve kendisini jiletle doğradığını belirterek, Müslüm Gündüz'ü tanıdıktan sonra ise hayatının değiştiğini söyledi. Önceleri ailesi ve çevresinde hiç kimsenin kendisini sevmediğini ifade eden sanık Yavuz, şu anda ise herkes tarafından sevildiğini söyledi.

* DGM savcılarından Nuh Mete Yüksel tarafından hazırlanan iddianamede, "Türkiye'nin İslam'a göre yönetilmediğini iddia eden Aczmendiler'in gayesi, şeri esaslara dayalı bir devlet düzeni kurmaktır. Aczmendiler, Atatürk'ü Türkiye'de islamı ortadan kaldıran bir Deccal olarak görmektedir" denildi.

* İddianamede, Müslüm Gündüz'ün, Türkiye'de laik Cumhuriyet rejimini yıkmak amacıyla kurulmuş silahlı çete olduğu belirtildi. İddianamede, "Müslüm Gündüz, Türkiye'yi bölerek devletimizin topraklarının bir kısmı üzerinde ayrı bir devlet kurmak isteyen, bu amaçları doğrultusunda hunharca kan döken PKK ile devletimiz arasındaki mücadeleyi müslümanların birbirini öldürmesi şeklinde nitelendirmiş ve rejim oluk gibi kan akıtıyor diyerek, devleti suçlamıştır. Böylece Müslüm Gündüz, İBDA-C ve PKK mensupları gibi ihanet içine yuvarlanmıştır."

* İddianamenin son bölümünde ise tutuklu 121 Aczmendi'nin 3'er yıldan 5'er yıla kadar ağır hapis ve 100'er milyon liradan 300'er milyon liraya kadar da para cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.

Hukukçu gözüyle

Ankara'da 121 Aczmendi'nin yargılanması sırasında Kıdemli Hakim Albay Erman Başol'un duruşmadan çekilmek istemesiyle ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz hukukçular, çekilmenin usule uygun olduğunu bildirdiler.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Halil Avuka, savunma hakkının en önemli haklardan biri olduğunu hatırlatarak, kıyafeti ne olursa olsun, sanıkların ifadesi ve savunmasının alınması gerektiğini, 6 aya kadar hapsi öngören Türk Ceza Kanunu'nun 526'ncı madde kapsamına göre giysilerde aykırılık var ise bunun ayrı bir suç konusu olduğunu ve görülen davadan ayrı bir soruşturmayı gerektirdiğini belirtti.

Bu yönde yargıtay kararlarının da bulunduğun dakkat çeken Avuka, hakimin çekilme hakkını kullanması durumunda yerel Adalet Komisyonu tarafından, çekilenin yerine yeni birinin atanması gerektiğini bildirdi.

Bayan hakim duruşmaya almadı

İlginç kıyafetleri, zikir adını verdikleri toplu gösterileriyle bir anda dikkatleri üzerlerine çeken Aczmendiler ile yargı makamları arasındaki ilk sürtüşme Temmuz 1995'de görüldü.

Ayasofya Müzesi bahçesinde bale gösterisini protesto eden bir grup Aczmendi hakkında izinsiz gösteri yaptıkları ve kılık kıyafet yasasına muhalefet ettikleri gerekçesiyle dava açıldı. 17 Temmuz 1995'te İstanbul 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlanan Aczmendiler, duruşmaya kendilerine özgü kıyafetleriyle geldiler. Bunun üzerine duruşma yargıcı Neylan Feke, sarıklarını çıkarmadıkları için Aczmendi sanıkları duruşmaya almadı ve yeni bir suç duyurunda bulundu.

"Alınmamaları gerekiyor"

671 sayılı "Şapka İktisası Hakkında Kanun" ve 2596 sayılı "Bazı Kisvelerin (kıyafet) Giyilemeyeceğine Dair Kanun" gereğince Aczmendiler'in kılıklarıyla mahkemeye alınmamaları gerekiyor. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Kayıhan İçel ve Prof. Çetin Özek'in açıklamalarına göre bu iki kanunun değiştirilebilmesi ya da delinmesi mümkün değil. Bu kanunlar anayasamızın 174. maddesinin kapsamına girdiği ve inkılap kanunları olduğu için haklarında herhangi bir kişi ya da kurum tarafından anayasaya aykırılık iddiasında bile bulunulamıyor.

Bu kanunlar doğrultusunda hareket edecek mahkemenin, CMUK'un 378'inci maddesinde yer alan duruşma disiplini ve mahkeme inzibatını bozmaktan Aczmendiler hakkında tutuklama kararı vermesi, ayrıca CMUK'un 380'inci maddesine göre de bu kişiler hakkında, mahkeme karşısında suç işledikleri için mahkemede zabıt tutularak yine tutuklama kararı verilir.


© COPYRIGHT 1997 MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (Her hakkı saklıdır) YÖRE Elektronik Yayimcilik A.S.